Türkiye’nin nüfus açısından en kalabalık üçüncü şehri olan İzmir iş imkânları, yumuşak iklimi ve huzurlu yaşamı nedeniyle her gün göç almaya devam etmektedir. Şehir nüfusunun sürekli büyümesi de ihtiyaçlar hiyerarşisinin en temel basamağı olan barınma sorununu ortaya çıkarmıştır. Karabağlar emlak sektörü barınma ihtiyacını maksimum oranda karşılamaya çalışsa da İzmir binalarının tipik özellikleri nedeniyle her zaman başarıya ulaşmamaktadırlar.
İzmir ilinin genel görünümüne baktığınızda genel olarak az katlı ve geniş daireli binaların yoğun olduğunu görebilirsiniz. Bu tipik kentleşme eski dönemlerde İzmir’in barınma ihtiyacını karşılamada yeterli olsa da günümüzde yeterli olmamaktadır. Bu nedenle kentsel dönüşüm projeleri dâhilinde az katlı geniş evler yerlerini yüksek katlı ve daha küçük evlere bırakmakta bu sayede de barınma ihtiyacına nispeten çözüm olmaktadır. Şehir siluetinde bir yükselme olarak görülebilecek bu yenileme çalışmaları dâhilinde Karabağlar emlak piyasası da belirleyici rol oynamaktadır. Zira inşaat firmalarının doğru yönlendirilmesi evlerin hedef kitle ihtiyaçlarını karşılayacak özelliklerde olmasını sağlamaktadır.
Güzel İzmir’in bu yükselişi kimi kesimleri memnun etmese de barınma ihtiyacı en temel ihtiyaç olduğundan ve eski binaların yıpranmış olması gerçeğinden dolayı çok fazla tepki görmemektedir. Karabağlar emlak piyasasının da dediği gibi “ İzmir ilinde kentsel dönüşüm bir lüks değil ihtiyaçtır.” Bu nedenle de ülkemizin nüfus açısından en büyük üçüncü ilinde barınma ihtiyacını karşılamak kesinlikle ulvi bir görevdir.