Metropolleşmenin bir getirisi olarak artık hepimiz şehrin merkezlerinde plazamsı yapılarda oturuyoruz veya oturmayı tercih ediyoruz. Bunu bile şirketler de yeni inşaat projeleri hazırlarken bizim bu isteğimizi göz ardı etmiyorlar. Dışarıdan tamamen camdan kaplama gibi gözüken upuzun binalar, tavandan ısıtma veya klimayla soğutma yapan teknolojik evler, çifter çifter tasarlanmış ebeveyn banyoları, büyük salonlar, küçük odalar ve küçük mutfaklar… Derken listenin sonu gelmeyen değişimler içine giriyoruz bu yeni projeler sayesinde. Dünya yapılaşma geleneğine uygun olarak tasarlanan bu yeni modern projeler Türk alışkanlıklarına pek uymasa da gençler tarafından oldukça rağbet gören yeni daireler olarak daha çok karşımıza çıkacak gibi durmaktadır.
Bizim çocukluğumuzun zamanlarından evlerimizde hiç giremediğimiz; yılın çok büyük bölümü kapalı olan salonlarımız vardı. Koltukların, komodinlerin ve aslında tozlanacak bütün eşyaların üzerinde örtüler olurdu sanki terkedilmiş bir ev gibi. Bayramdan bayrama o örtüler kaldırılır ve yepyeni koltuklarda hiç kullanılmamış masalarda ağırlardık misafirlerimizi. Ama artık insanlar sahip oldukları her şeyin en güzelini kendileri için ayırdıkları gibi misafirlerine de kendi kullandıklarını takdim ederken hiç çekinmemektedir. Bu doğallaşma süreci oturma odası mantığını ortadan kaldırmıştır. Ayrıca insanların artık evlerine çalışma odası, ofis gibi seçenekleri de sokmasıyla birlikte eski adetlerin depoya kaldırılmaması için hiçbir engel kalmamıştır. İşte bütün bu değişimden dolayı yeni inşaat projeleri de bizim isteklerimiz doğrultusunda şekillenmektedir.
Ama siz hala eski model ev tarzlarından hoşlanıyorsanız ev kiralama seçeneğini kullanabilir ve var olan evlere bakabilirsiniz. Ama yeni inşaat projeleri içinden illa ki çok hoşunuza gidecek modeller çıkacağına eminiz. İnşaat sektöründe başlayan bu yeni plazalaşma akımının önümüzdeki 10 yılda tüm Türkiye’ye sıçramasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.